Dünya ekonomisini son 25 yıldır etkilemeye başlayan ve adına ‘’küreselleşme’’ dediğimiz olay, aslında sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiği ve dünyayı nasıl bir geleceğe taşıyacağı belli olmayan ekonomik bir süreçtir. En kısa tabiriyle dünyanın ekonomik gelişmelere ve özellikle gelişmekte olan ülkeler nezdinde zorunlu değişimlere dayalı, ekonomik çıkarlar doğrultusunda bütünleşmesidir.
Küreselleşmenin çıkış nedenleri arasında önemli sayılacak olgulardan biri; İşçilerin makinenin bir uzantısı olarak kabul edildiği, kitle üretime ve vasıfsız işçilerin istihdamına dayalı bir üretim modeline bağlı olmasıdır. Bu dönemde özellikle Avrupa kıt’a coğrafyasında, İnsan unsuru oldukları unutulan işçilerin hoşnutsuzlukları, 1960 yıllarının başlarından itibaren işe gelmeme, güçlenen sendikalar vasıtasıyla büyük grevlerin yapılmaya başlamasıyla karşılık bulmuştur. Bu gelişmeler ise kitle üretimi yapan işletmeleri yönetilemez hale getirmiştir.
1980’li yıllara geldiğimizde bilgi ve iletişimin ön plana alındığı, teknolojiye dayalı, yenilik ve değişim tabanlı, esnek endüstriyel gelişmeler dönemine girilmiştir. Bütün bu değişimleri bünyelerinde barındıran işletme yapılarına da ‘’Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler’’ (KOBİ) demekteyiz.
Endüstri mallarında bilgi ve uzmanlaşma ön plana geçtiğinden, konusunda uzman olan nitelikli insan gücü bu süreçte en önemli değer haline gelmiştir.
Dünya genelinde üretimlerin bölündüğü, bilgi ve teknolojinin dünyanın diğer yerlerinde üretilen malların tamamlayıcısı olduğu bu süreçte, hâlâ hantal yapıya sahip olan KOBİ’ lerimizin derhal modernize edilmiş teknolojik yapıya geçmeleri; nitelikli, yetişmiş insan gücüne sahip olmaları şarttır. Aksi takdirde, kaliteli mal ve hizmet üretmekten yoksun, rekabet gücünü kaybetmiş, yok olmak ile var olmak arasında kalmış işletmeler olmaktan ileriye gidemeyiz.
Tüm bu gelişmeler ışığında ise hâlâ ülkemizde fabrika duvarlarında yazılı olan “Grup şirketimize vasıfsız eleman aranıyor” ilanlarını anlamakta zorluk çekiyoruz. Ama bu bağlamda zorluk çekmediğimiz bir konu ise ülkemizde işletmelerin makineleri çalışırken iflas etmeleri ve bunun farkında olmamalarıdır. Çünkü vasıfsız eleman arıyorsa; düşük teknoloji kullanıyor demektir.
Teknoloji yoksa bilgi ve uzmanlığa dayalı bir üretim de yapılamıyor demektir. O zaman vasıfsız eleman aramaya da gerek yok. Çünkü bilgi ve teknolojik yapı noksanlığından dolayı ilgili işletme ya batmış, ya da batmaya aday demektir. Üzücü olan ise böylesi işletmelerin her iki durumundan da haberdar dahi olamamalarıdır!
Son söz; Eğitimli ve nitelikli işçilerle, uzman danışmanlardan oluşan iç ve dış çalışanlarla, en baştan faaliyete başlama düşünce yapısına sahip KOBİ’lerin, bunları prensip olarak kabul edebilmeleridir.…
Cengiz HERGÜNLÜ
www.hergunlu.com
chergunlu@hergunlu.com