Bizim ülkemizde işletmelerin karşılaştığı en önemli risk, maliyet enflasyonu riskidir, değişkenlik içeren faiz ve kur riski de eklendiğinde, durum daha da belirsizlik içerir. Aslında irdelediğimizde jeopolitik olaylar, değişken finansal piyasalar, teknolojik gelişmeler, siber güvenlik, veri gizliliği kaygıları ve iklim değişikliği dahil sayısız etkenin sebep olduğu belirsizlik durumlarında, işletme genelinde daha bilinçli kararlar alınmasını zorunlu hale getirmektedir.
Daha doğru kararlar alabilmek, genellikle fırsat ve risk faktörlerine ilişkin uzman bir bakış açısı ihtiyacı doğurur. Fırsatlar, riskler ve bunların sonuçları hakkında kaliteli bilgi sağlamak, senaryo ve risk modelleme ve analitik gerektirir
Kurumsal Risk Yönetimi Uzun vadeli değer yaratma ve başarı neticesinde alınan kararların kalitesine bağlıdır.
Belirsizliğe yön verme ve sorunları yönetme kabiliyeti , işletmenin gelecekte devam edip etmeyeceğini belirleyecektir.
‘’Risk araştırmasının” daha iyi yapılması, müşteri beklentileri ve tercihlerinde değişim, yeni rakipler ve kaynak kısıtları gibi işletmenin dışında ne olduğuna ilişkin fırsat ve risklerin daha iyi anlaşılması anlamına gelir.
Risk yönetiminin değer yaratma ve korumayla ilişkilendirilmesi finans işlevi, riski ve gerçekten önemli olan hususları tam anlamıyla anlamak için geçmiş dönem verileri de dahil olmak üzere tüm verilerin vergi değil bilgi amaçlı kayıtlanmış olmalarıdır,esnekliği sağlamak için iş modellerini geliştirmeye ve dönüştürmeye yardımcı olmalıdır. Bu, marka ve itibar, halk ve kültür, veri, kaynaklara erişim, entellektüel sermaye ve inovasyon dahil önemli maddi olmayan duran varlıklar ve değer sürücülerine ilişkin verinin toplanması ve ölçülmesini içerir. Bu ölçümlemeleri doğru yapmak ve riski karşılamak için yalnızca finans alanında değil aynı zamanda finans profesyonelliği alanında da yatırım gerekir.
Gerçek ve güncellenmiş bilgi (enflasyon muhasebesi anlamında) artan belirsizlik zamanlarında esneklik ve risk bilinci sağlama, küresel anlamda işletmelerin önemli bir ilerleme kaydedebileceği bilgi ve analizlere sahip olabileceği ve planlama yapabileceği bir ortam yaratabilecektir.
Günümüzde işletmelerin önemli bir bölümünün salt kâr elde etmek amacıyla hareket ettiğini düşündüğümüzde, gelecekle ilgili kararlar almalarını kolaylaştıracak planlama yapmaları zor olmaktadır. Oysa işletmelerin piyasa değerinin yüksek olması, kâr etme amacından bazı durumlarda daha önemli olmaktadır. İşletmelerin piyasa değerlerini yüksek tutmak, söz konusu firmanın gelecekte sağlayacağı gelir akışının elde edilmesindeki risk derecesine bağlıdır.
Kâr ile risk arasında ise dolaysız bir ilişki mevcut bulunmaktadır. Kârı yükseltmek için alınan kararlar genelde riski de artırmakta; buna karşılık riski hafifletmek amacını güden kararlar, kârlılığı da azaltmaktadır. Özellikle yüksek maliyet enflasyonu (durgunluk) dönemlerinde firmalar riski azaltmak için, aktiflerin büyük bölümünü para ve kolaylıkla paraya çevrilebilir finansal varlıklar şeklinde koruduğu durumlarda emniyet artmakta beraber kârlılık azalmaktadır. Talep enflasyonu döneminde ise kaynaklarının önemli bir bölümünü gelir sağlayan varlıklara (üretim makinaları vb.gibi) yatırması seçeneğinde ise riskle birlikte kârı da genellikle artmaktadır.
Burada İşletme yönetici ve sahiplerinin, işletmelerin finans fonksiyonlarından talep etmeleri gereken, firmanın piyasa değerini en yüksek düzeye ulaştırabilecek şekilde risk ve kârlılığı arasında optimal bir denge kurması ve ayrıca tüm işletme yönetim fonksiyonlarını bu amaca dahil etmeleri ve destek olmalarını sağlamalıdır.
Doğru kararlar alınması ise doğru kayıtlanmış bilgilerle gerçekleşmekte, yoksa bir risk oluştuğunda riske karşılık verme ve planlama yapmaya elverişli kontrol ortamları oluşmama durumu ortaya çıkmaktadır.
Cengiz HERGÜNLÜ
SMMM
Bağımsız DENETÇİ
www.hergunlu.com