İşletme sermayesi yönetimi ve kontrolü, firma açısından yaşamsal önem taşıdığı için, özel dikkat ve özen gerektirir.
İşletme sermayesi, firmanın kısa süreli,normal olarak bir hesap döneminde paraya çevrilebilir ekonomik değerlere yaptığı yatırımı ifade eder.
İşletme sermayesi firmaların tam kapasite ile çalışması, üretimlerini kesintisiz yapması, iş hacimlerini genişletebilmesi, yükümlülüklerini karşılayamama riskini azaltması, olağanüstü durumlarda, özellikle maliyet enflasyonu açısından zor durumlara düşülmemesi, faaliyetlerini kârlı ve verimli şekilde yürütebilmeleri açısından gerekli olduğu gibi, ayrıca firmanın kredi değerliliğini artırması ve uygun zamanlarda ucuz (fırsat) kredi bulmasının yoludur.
İşletme sermayesi yönetiminde yapılan hatalar, firma açısından önemli sakıncalar doğurmaktadır. Çünkü dönen varlıklara yapılan yatırımın bir maliyeti vardır. Asıl olan işletme sermayesine gerektiği kadar sahip olunmasıdır. Firmanın gereğinden fazla dönen varlığa (kasadaki nakitle, banka mevduatları, hemen nakte çevrilebilen diğer menkul kıymetler, stoklar, alacaklar vb) sahip olması halinde, söz konusu varlıklar öz kaynaklar ile finanse ediliyorsa,öz kaynağın alternatif kullanım alanında sağlayabileceği diğer gelirlerden firma yoksun kalacaktır, eğer firma söz konusu varlıklarını yabancı kaynaklar ile finanse ediyorsa, firmanın finansman giderleri artacaktır. Finansman şekli ne olursa olsun firmaların aşırı işletme sermayesine sahip olması, karlılıkları üzerinde olumsuz etki yaratır.
Gereğinin üzerinde işletme sermayesine sahip olma sonucu oluşan stok fazlasının kontrollerinin yetersiz olması halinde, stokların modasının geçmesi nedeniyle uğranılacak zararlar ile stok bekleme maliyetleri artabileceği gibi, alacakların yönetimindeki hatalar da firmanın değersiz ve şüpheli alacaklar tutarını artırarak, önemli zararlara yol açabilecektir. Firmalar, piyasada ki itibarlarını, kredi değerliliklerini artırabilmek ve hatta koruyabilmek için, yeterli bir işletme sermayesine sahip olmak zorundadırlar.
Bu anlamda işletme sermayesi yönetiminde genellikle iki temel sorunla karşılaşılmaktadır. Firma, tüm dönen varlıklara ve dönen varlık kalemlerine azami ne kadar yatırım yapmalıdır? Dönen varlıklar hangi kaynaklarla finanse edilmelidir?
İşletme sermayesi yönetimi, özellikle küçük firmalar açısından da büyük önem taşır. Bu tür firmalar, işletme sermayesi yoksunluğu yaşamamak için, makina, araç gereç, donanım kiralayarak maddi duran varlıklara yapacakları yatırımları sınırlıyabilir, düşük bir düzeye indirebilirler. Artan likit değerleri dönen varlık yatırımı olarak kullanabilirler, çünkü alacak ve stoklara yapılacak yatırımlardan kaçınma yolu yoktur.
İşletme sermayesi yönetiminde kâr ile risk arasında bir bağlantı vardır ki, İstikrarlı firmalarda işletme sermayesi genellikle üretim artıkça azalan hızla artar. Bu haliyle firmaların iş hacimleri genişledikçe işletme sermayelerini daha etkin bir şekilde kullandıklarının göstergesidir.
Enflasyon dönemlerinde ise fiyat artışları nedeniyle işletme sermayesi gereksinimi daha fazla artar. Bu durumda bir çok firma sahip ve yöneticileri sermaye yetersizliğinden ve gerekliliğinden bahseder, fakat ne kadar bir işletme sermayesine gereksinim olduğunu bilemezler. Olağanüstü durumlar gerçekleşmeden önce, yapılması gerekenler ile hesaben alınan tedbirler noksan ve yetersizdir. Öncelikle enflasyonun İşletme sermayesi üzerindeki etkisinin ölçülmesi gerekir.
Bir firmanın İşletme sermayesi yönetiminde başarılı olabilmesi, performansının değerlendirilebilmesi için başlangıçta geleneksel üç yöntem yeterlidir, Bunlar: alacakların ortalama tahsil süresi, stokların devir hızı, borçların dönme çabukluğudur. Bu hesaplamaların yapılması için ise düzeltilmiş yıl sonu stoku, düzeltilmiş satışların maliyeti ile bir önceki yıl stok devir hızlarına ihtiyaç vardır. Görüldüğü gibi firmaların enflasyon etkilerinin ölçülmesi de dahil, iyi bir İşletme sermayesi yönetimi için en sonunda yine firmaların doğru ve gerçek finansal kayıtsal bilgilerine ihtiyaç vardır.
İşletmeniz ne kadar zor duruma düşerse düşsün, öncelikle geçmişten ve güncelden gelen finans kaynaklı doğru bilgiyi okumak ve yorumlamak gerekir. Olağanüstü durum analizlerinde ve hızlı kararlar alınması gereken zamanlarda, işletmeler genellikle bilginin kullanılması ve aktarılması yönünde fazla zaman ve finans kaybı yaşayabilmektedirler.
Faydalı olması dileğiyle
Cengiz HERGÜNLÜ
SMMM.
Bağımsız DENETÇİ
www.hergunlu.com