Bir firmanın iktisadi varlıklara yaptığı yatırımlar incelenirken genellikle ilk hareket noktası,para ve para benzerlerini; başka bir deyişle likit fonları yönetmede, kontrol etmede ne ölçüde etkinlik sağlandığını saptamaktır. Para ve para benzerlerinin işletmenin varlık toplamı içerisinde önemli yer tutması ve hatta bazı endüstri kollarında para ve para benzerlerinin toplam varlıklar içerisinde % 10’u aşması. likit fonların yönetiminin önemini artırmaktadır.
Para girişi ve çıkışları eş zamanlı olsa ve kesin doğrulukla tahmin edilebilseydi, firmaların para mevcudu bulundurmalarına gerek kalmaz, para yönetimi gibi bir sorunları da olmazdı. Ancak ekonomik yaşamda genelde böyle bir durum söz konusu olmadığından, para yönetimine ilişkin çeşitli kararların alınması zorunlu olmaktadır. Özellikle küçük ve orta büyüklükteki (KOBİ) işletmelerde, nakit ve nakit benzeri varlıklara yatırımın yetersiz olması başarısızlıkta önemli bir yer tutmaktadır.
Eskiden yöneticilerin amacı. fazla nakit bulundurarak, yatırım fırsatlarından yararlanmak özellikle beklenmeyen olaylara karşı önlem almak ve prestij sağlamak olarak ifade edilmekteydi. Fakat eskiden piyasa rekabetleri bu kadar acımasız olmaz ve işletme kâr marjlarının bu kadar detaylı takip edilmesine gerek kalmazdı. Tüketici istek ve beklentileri bu günkü kadar hızlı değişim göztermezdi. Kısaca günümüzde artık paranın yönetimi bu anlamda işletmeler için çok önemli hale gelmiştir.
Bir firmada para yönetimi en basit anlamıyla para giriş ve çıkışlarını tahmin etmek, elde tutulacak optimum para mevcudunu saptamak, para girişlerini hızlandırmak, para çıkışlarını yavaşlatmak ve para mevcudunu en iyi şekilde değerlendirmek olarak tanımlanabilir. Para tutmanın amacı, nakit ve nakit benzeri varlıkları etkin bir şekilde yöneterek ,satışlarını artırmak, ilave fonlar yaratmak ve faiz geliri etmeye çalışmaktadır.
Nakit yönetimi açısından, işletmelerin nakde dönüşüm sürelerini hesaplamaları gerekir. Nakde dönüşüm süresi; stokta geçen süre ile alacakların tahsilinde geçen sürelerin toplamından borçların ödeme süresinin çıkarılmasıyla bulunabilir. Kısaca basit formül [NDS =(SGS + ATS) – BÖS] İşletmelerde nakde dönüşüm süresi ne kadar uzun olursa, işletmenin çalışma sermayesine gereksinimi de o kadar artar.
Stokta Geçen süre =ortalama stoklar/(yıllık satılan malın maliyeti/365)
Ticari alacakların tahsil süresi = ortalama alacaklar/(yıllık net satışlar/365)
Tiari borçların ödeme süresi =ortalama ticari borçlar/(yıllık satılan malın maliyeti/365) formülleriyle hesaplanabilir. Bu formül şekli tek başına yeterli olmayıp, aslında nakit yönetimi daha karmaşık ve ardışık çalışmaları,hesaplamaları gerektirmektedir
Fakat günümüzde, işletmelerin, özelikle KOBİ’lerin muhasebe kayıtlarına olan güvensizlik, enflasyon dönemlerinde kredi bulabilmek kaygısıyla, stoklarını daha düşük değerlemek suretiyle kâr marjlarını yüksek göstermeye çalışmaları veya genellikle para mevcudunun olduğundan daha az gösterilmesi eğilimi sonucunda, gerekli veriler doğruları yansıtılmadığından, nakit yönetiminde başarı sağlanamamaktadır. Ayrıca tüm bu gelişmeler sonucunda Finans yöneticilerinin, para yönetiminde etkinlik sağlamaktan çok, ihtiyaç duyulduğu an kaynağın derhal hazır bulundurulmasına önem vermeleri de başarısızlıkta bir nedendir. Genelde firma üst düzey yöneticileri, para yönetimini çok karmaşık bularak veya teknik bir ayrıntı sayarak, para yönetimine gereken önemi vermemeleri de başarısızlık nedeni olarak sayılabilir.
Bu nedenlerle çoğu kez firmalarda finans yöneticileri ,para yönetiminde sağladıkları etkinlikten çok, işletmeye kaynak sağlamalarıyla değerlendirilmektedir. Başarıları, kaynak temini ve kaynakları elverişli koşullarda sağlamalarıyla ölçülmektedir. Bunlardan dolayı finans yöneticileri, başarılarını gölgelememek ve rahat çalışabilmek için gerektiğinden daha fazla likit fon bulundurulmakta, geniş bir emniyet marjına, her an firmanın ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir nakit varlığına önem vermektedirler. Bir çok firmada finans yöneticisinin kaygısı, nakit yönetiminde etkinlik sağlamaktan çok, gerektiğinde kaynak bulunamamasıdır.
Oysa gereğinden fazla fon bulundurmak işletmenin kaynak maliyetinin artmasına, kârlarından fedakarlık etmeleri anlamına gelmektedir.
Faydalı olması dileğiyle.
Cengiz HERGÜNLÜ
SMMM-Bağımsız DENETÇİ
chergunlu@hergunlu.com
www.hergunlu.com