Finansal raporlar, işletme faaliyetleri ve ekonomik faaliyetler hakkında makul seviyede bilgisi olan, bilgileri dikkatle gözden geçirebilen ve analiz edebilen işletme sahiplerine, yöneticilere ve işletme ilgililerine yönelik olarak hazırlanır.
Öncelikle finansal rapor kullanıcıları, finansal konularla ilgili makul seviyede bilgi sahibi olmalıdır, aksi takdirde sadece kendilerine gösterilen işletme kâr tutarına bakıp geçilirse, sırf kâr elde etmek tek başına işletmenin devamlılığı için yeterli midir, işletmenin geleceğini sadece kâr tutarlarını takip ederek sağlamak mümkün olacak mıdır?
Bizim ülkemizde, bana göre, özellikle finansal raporları hala devletin istediği zorunluluktan dolayı hazırlayan işletme sayısı azımsanmayacak kadar fazladır. Oysa, vergi usul kanunu değerleme yöntemlerine göre hazırlanan bu tür finansal raporlar ile, işletmenin aktiflerinin ve varlıklarının gerçek değerlerini anlamanın ve bilgi sahibi olmanın pek imkânı olmaz.
Dünya ile gerçek anlamda finansal ortak bağlar oluşturmak veya teknolojik gelişmelerin gerisinde kalmak istemiyorsak, karşılaştırılabilirliğin, şeffaflığın sağlanması adına, dünya ile oluşan ortak bir muhasebe diline uymak ve gerçeği yansıtabilecek değerleme ölçüt ve yöntemlerini uygulamak zorundayız. İhtiyaca uygun doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmak için, uygun değerleme yöntem ve ölçüsü yoksa, varlıkların ve kaynakların değerinin tespitinde, işletme yönetimince belirlenen objektif yöntemlerin kullanılabileceğini de unutmamak gerekir.
Ülkemizde, hala finansal rapor kullanıcılarının, makul seviyede bilgi sahibi olması gerektiğini ve gerekliliğini vurgulamaya çalıştığımız bu günlerde, Dünya’da ‘değere dayalı yönetim’ biçimleri 1980’li yıllardan başlayıp 1990’lı yılların sonuna kadar geçen süreçte oldukça gelişmiş olup işletmelerin başarısına olan bakış açılarını değiştirmelerinin üzerinden fazla zaman geçmiştir.
Bizim ülkemizde de ‘değere dayalı yönetim’ biçimlerinin uygulanmaya başladığı son dönemlerde ,ne yazık ki, halâ bazı işletmelerde, tek boyutlu finansal ölçüm araçlarını kullanarak yol almaya çalışan işletmelere rastlayabiliyoruz. 2 binli yıllarda, değere dayalı yönetim anlayışı büyük bir gelişme göstererek, tek boyutlu finansal bir ölçüm aracı olmaktan çok, gerçek bir performans değerlendirme sistemi haline gelmiştir.
Değere dayalı yönetim değer yaratmayı amaçlayan, teşvik eden ve değeri ölçen bir yönetim sistemidir. Firma felsefesinin tam merkezine; finansal rapor kullanıcılarına değer yaratmayı ve değeri en yüksek seviyeye çıkarmayı koyar. İşletmenin stratejisini, yapısını ve yöntemlerini belirleyen, performansın izlenmesinde hangi ölçütlerin kullanılacağını ve yöneticilerin ne şekilde ödüllendirileceğini belirten değere dayalı yönetim anlayışlarından bazılarıdır.
Faydalı olması dileğiyle
Cengiz HERGÜNLÜ
SMMM-Bağımsız DENETÇİ
chergunlu@hergunlu.com
www.hergunlu.com