8.ve 19.yüzyıllar arasındaki buluşların etkisiyle ve buhar gücünün çalışan makinelerin üretimine olan yüksek katkısıyla, önce İngiltere’de ve sonra diğer Avrupa ülkelerinde, Sanayi Devrimi’ni başlatmış, bu gelişmeler ise Avrupa’da sermaye birikimi oluşmasına neden olmuştur.
Önceleri Avrupa ülkelerinde ki başlangıç politikaları, ülke içindeki altın ve gümüş miktarını artırmayı milli serveti artırmak olarak uygulayan Avrupa ülkeleri, daha sonra bu politikanın yanında, bir ülkenin değerli maden miktarını artırabilmesi için, ithal ettiğinden daha fazlasını ihraç etmesi gerektiğini, bir başka deyimle, dış ticaret fazlası vermesi gerektiğini savunan düşünceler geliştirmeye başlamışlardır.
Merkantilizm denen bu düşünceleri politikaya çeviren Avrupalı devletler, bir yandan ihracatlarını artırmaya, bir yandan da ithalatlarını sınırlamaya çalışmışlardır. Kendi ülkelerindeki üretim dallarını dış rekabetten koruma politikaları izlemeye başlamışlardır. Böylece yerli üretim artırılırken, işsizliğin baskısı da hafiflemiş oluyordu.
Avrupa’daki bu gelişmelere karşılık gelen dönemlerde ise, Osmanlı devletinde, merkantilizmin tam karşıtı politikalar izlenmiştir.
Osmanlılar’ın dış ticaret politikalarına egemen olan iki temel kaygıları sarayın, ordunun ve donanmanın, kentlerin ve bir ölçüde de lonca teşkilatlarının iaşe sorunlarının çözülmesi ve mali gelir sağlamaktı.
Osmanlı yönetimi, dış ticareti, darlıkları ve kıtlıkları önlemenin, sarayın, ordunun ve kentli tüketicilerin gereksinimlerinin karşılamanın bir aracı olarak görmüştür. Osmanlı yönetimleri korumacı dış ticaret politikaları yerine bunun tam tersini yaparak, ithalatı her zaman desteklemiş, ihracatı ise gerekli gördüklerinde, ortaya darlıklar çıktığında sınırlamak yoluna gitmişlerdir.
Osmanlı yönetimleri zaman zaman korumacı iktisat politikaları izlemeye çalışmışlar ama bu pek etkili olamamıştır.
Kısaca ülke içindeki üretimi dış rekabete karşı korumak ve desteklemek, istihtam yaratmak Osmanlı yönetimleri için büyük bir öncelik taşımamıştır.
Avrupa ülkelerinde, sanayi devrimiyle birlikte, bunun doğal sonucu olarak, bilim ve teknolojide büyük ilerlemeler kaydetmeye başlamışlar ve günümüzde, ilgili ülkeler tarafından, teknolojik gelişmeleriyle dünyaya yön vermeye devam etmektedirler.
Bütün bu gelişmelerin dışında kalan Osmanlı devletinde milli bir sermaye birikimi olamamış, arkasından kurulan Türkiye Cumhuriyeti devleti döneminde, daha öncesinden gelen yoksulluk, birikmiş olan dış borç tutarları, ve geri kalmışlık gibi nedenlerle, yine yeterli bir milli sermaye birikimi, Cumhuriyet döneminde de olamamıştır.
Bu bağlamda, günümüze gelindiğinde ise, döviz kurlarında ve enflasyondaki artışlar ile boğuşan ülkemizde, enflasyonun sürekli hale gelme nedenin üretim noksanlığı olduğu, ithalatla dayalı büyümenin günümüzde de devam ettiğini, dış ticaret hacminde oluşan eksi tutarlara bakarak anlamak mümkündür. Yani ne yazık ki geçmişte yapılan hatalar devam etmektedir.
Geçmişten gelen bu hatalar nedeniyle oluşan eksik üretime bağlı enflasyonun, kurumlar tarafından doğru tahmin edilmesi ve piyasalara doğru yansıtılması gerekliliği yerine getirildiği takdirde, piyasalar da gerekli pozisyonları ve tedbirleri alabileceklerdir. Ama ne yazık ki, ülkemizde açıklanan ülke finansal oranlarının, gerçeği yansıtmadığı yönünde endişeler kamuoyunda verilere karşı güvensizlik yaratmaktadır.
İşletmelerimiz ise; geçmişten gelen, yukarıda anlatmaya çalıştığımız gibi sanayileşememiş, bir sermaye birikimi sağlayamamış, süregelen yüklerle birlikte, günümüz gelişmelerinin oluşturduğu finansal ülke verilerini, doğru şekilde alamama risklerine karşı, dünyayla rekabet edebilme anlamında, ticari hayatlarına iki sıfır yenik olarak başlama durumunda kalmaktadırlar.
Bu anlamda kurumsallaşma, bilgi, teknoloji, risk gibi benzeri kavramlara dayalı bilimsel metotları daha çok kullanarak faaliyetlerimizi sürdürmeye çalışmalıyız. Bilim ve bilgi toplumu olmak zorundayız.
Bana göre, birçok KOBİ’nin önemli bir kısmının, henüz farkında bile olmadığı Sanayi 4.0 gelişmeleri, geçmiş yüzyıllardan ve yakın dönemlerden gelen bu açıkları kapatmakta önemli bir fırsat olabilir.
Umarım ülke olarak bu fırsatı çok iyi kullanabiliriz.
Faydalı olması dileğiyle
Cengiz HERGÜNLÜ
SMMM-Bağımsız DENETÇİ
info@hergunlu.com
www.hergunlu.com