Özellikle; Ortadoğu arenasında hayatını kaybeden bütün Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet diliyor, ‘şehitler tepesi’ diye adlandırılan!! bu yere ,hiç kimsenin yürüyerek bile çıkmamasını, böyle bir tepenin hiç olmamasını temenni ediyorum.
Bizim amacımız; yazılarımızda siyaset yapmak değil, hayatımızın önemli bir bölümünü geçirdiğimiz ve geçirmeye devam ettiğimiz ‘ticari işletmelerdeki’ mesleki deneyimlerimizi, ilgili mali konuları yazı dostlarıyla paylaşmaktan daha ileri değildir. Ama, yazımızın başlığından da anlaşılacağı gibi, ‘yarın ne görünecek’ diyerek, ülkemiz ve işletmelerimiz açısından, ülkede ki gelişmelere istinaden, ekonomik olaylara değinme isteğimizdir.
Ekonomi bilimi, bir mühendislik bilimi kadar net ve kesin değildir. Bir İnşaat yapacağınız zaman, inşaatı yapılacak yerin kesin ölçümlerini en küçük ondalığına kadar hesaplamak ve inşaatı yapacaklara doğru olarak sunmak zorundasınız, fakat ekonomi verileri böyle değildir. Ekonomik veriler beklentilere göre farklı sonuçlar ve yorumlar doğurabilmektedir. Yalnız ekonomide değişmeyen bir kural vardır, o da ekonomik beklentilerin doğru hesaplanması ve kamuoyuna en doğru ve gerçeğe yakın bilgilerin verilmeye çalışılmasıdır.
Bütün üniversitelerde okutulan ‘iktisada giriş’ kitaplarında enflasyonla ilgili genelde şu şekilde açıklamalar vardır. “Eğer bir ülkede enflasyon oranının ne olacağı tam olarak tahmin edilebilirse ,ya da enflasyon tahmin edilen oranda gerçekleşirse ,enflasyondan korunmak için gereken önlemler alınır. Eğer enflasyon tahmin edilenden ya da beklenenden büyük çıkarsa ,enflasyonun hem o ülkede yaşayan kişiler, hem de ülke ekonomisi üzerindeki tahribatları oldukça ağır olur.” Bu nedenle enflasyonun enflasyonu diyebileceğimiz ‘enflasyonun maliyeti’ diye ayrı bir enflasyon yükü oluşur ki, bu da işletmeler açısından, böyle dönemlerde yapılması zaten zor olan planlama yapmayı daha da zorlaştırır, veya planlama yapmanın bir anlamı kalmaz.
İşletmelerin asıl amacı kâr elde etmektir, ama kâr elde etmek tek başına yeterli değildir. Önemli olan elde edilen kârın, gelecek yılardaki dağılımı, yani ‘işletmenin devamlılığı’ sürekliliği esastır. Eğer gelişmekte olan bir ülkedeyseniz ve ülkeyi yönetenler popülist politikalar uyguluyor diye bir öngörünüz varsa, o zaman ayrı bir ‘enflasyon maliyetine’ maruz kalınabileceği de dikkate alınarak, planlamaları buna göre yapma zorunluluğu doğar.
Bu durumda işletmeler; satış, finansman, yönetim ve endüstri riskleri açısından enflasyon maliyetinin maliyetini de dikkate alarak planlama yapmak durumundadırlar.
Daha açık bir ifadeyle firmalar, satışların oynaklığı, hammadde fiyatlarının yükselişi veya hammadde tedarikinde ki zorluklar veya hiç hammadde tedarik edilememesi, işçi-işveren ilişkileri, sermaye yapıları (borç/öz sermaye oranları),üretilen mal veya hizmetin modasının geçme olasılıkları, pazardaki rekabet koşullarının ağırlığı, yönetim kadrosunun yetenekleri, likit fonların yeterliği veya aktifler arasındaki dağılımının ne olması gerektiği, teknolojik üstünlük, tekelci güç veren patent haklarının varlığı, hammadde kaynaklarının ya da dağıtım kanallarının denetim altında bulundurma gibi durumlarını irdeleyerek kısa dönemlerde (haftalık, aylık) analiz raporları hazırlama gerekliliği unutulmamalıdır.
Şayet amaçlarımızın arasına, yukarı seviyelere doğru işletmenin devamlılığını aldığımızda, enflasyondan arındırılmış raporlarla, bazen ağır dönemleri atlatabilmek için başa baş noktasında devam edilmek zorunda kalınabileceği akılda tutulmalıdır.
Corona virüsünün yaratmış olduğu küresel engellerin, dünya çapında ekonomik verileri aşağı doğru çektiği her gün yazılıp çizilmektedir. Çin’den ithalat yapan firmaların, hammadde veya yardımcı malzeme tedarik etme zorluklarının üretim üzerinde ki olumsuz etkileri, yine corona virüsü yüzünden ülkeye gelecek turist sayısının düşme ihtimalinin yüksek olması sonucu döviz girdilerinin azalacağı bilinen bir konu haline gelmiştir.
Piyasa faiz oranlarının düşmesi halinde değeri artan tahvillerin, piyasa faiz oranları düşmesine rağmen yabancı tahvil sahipleri tarafından satılması ve sıcak paranın ülkeden çıkması gibi benzeri nedenlerle, savaş halinin ülke ekonomisi üzerine getireceği ekonomik yüklerin, enflasyonun 2020 yılında da yakamızı bırakmayacağını, bırakmadığını, açıklanan veya açıklanacak enflasyon rakamlarının üzerine kendi enflasyon maliyetlerimizi de koymamız gerekebileceğini tekrar hatırlatmak isterim.
Faydalı olması dileğiyle.
Cengiz HERGÜNLÜ
SMMM-Bağımsız DENETÇİ
info@hergunlu.com
www.hergunlu.com