Sosyal ağlar :

PRATİK BİLGİLER

» Amortisman Sınırı
» Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
» Emlak Vergisi Oranları
» Fatura Düzenleme Sınırı
» Değer Artış Kazançları İstisna Tutarları
» Kıdem Tazminatı Tavanı
» Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel
» Yıllık Ücretli İzinler

MUHASEBE STANDARTLARI

Ülke içinde kullanılan muhasebe standartlarını uluslararası standartlarla bütünleştirebilmek için 1995 yılından bu yana 43 uluslararası muhasebe standardı Türkiye’ye ...

T.C. RESMİ GAZETE

   DUYURULAR

Korona virüsü ve işletme sermayesi yönetimi (makale)

 

Bizim değindiğimiz konular genelde ticari işletmeler olduğuna göre, bu yazımızın konusu ülkemizi ve tüm dünyayı etkileyen korona virüsünün, işletmeler üzerindeki etkilerini irdelemekten ibaret olacaktır.

 

Daha önceki yazılarımızda değindiğimiz gibi, yapılan araştırmalar sonucunda ülkemizde, finansal işlemlerde kullanılan zamanın önemli bir bölümü, günlük faaliyetlerin yürütülmesi için ayrılmakta olup, İşletmenin finans ihtiyacı doğduğu anda  finansman arayışına girilmekte ve kısa dönemli işlemlere fazla zaman ayrılmaktadır. İşletmelerin, finansal anlamda işletme sermayesi yönetimi ve kontrolü yaşamsal önem taşımakta, gerekli dikkat ve özenin gösterilmesini gerektirmektedir. İşletme sermayesi yönetimi, yönetimsel anlamda, iş yükünün önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Oluşturmalıdır...

 

İşletme finansmanınızdaki temel ilkeler, küçük ve büyük firmalar arasında fark yaratmayacağına göre, işletme sermayesi yönetiminde ana hedef; günlük faaliyetlerin gerçekleştirilmesi olmayıp, gelecekle ilgili belirsizliklere ve sürprizlere hazırlıklı olmaktır.

 

Enflasyon dönemlerinde, genellikle işletmelerin varlıklarının oluşturduğu aktif değerleri oluşturan kalemler değişime uğramakta, dönen varlıklar ile duran varlıklar arasındaki denge değişmektedir. Burada esas olan; günlük cari işlemleri yönetmekten ziyade, zaman esaslı yönetim temeline dayalı, gerekli kalemleri yönetebilmekten geçmektedir. Yani gereken zamanlarda pozisyon alınmalı, ve varlık yatırımları ona göre yapılmalıdır. Bu bağlamda; her finansal kararın para, zaman ve risk gibi üç önemli değişkeni içerdiği göz önünde bulundurulmalıdır.

 

İşletme sermayesi yetersizliğinin, firmaların süresi gelmiş yükümlülüklerini yerine getiremeyeceği riskini de beraberinde getireceği açıktır. Bir de, enflasyon dönemlerinde oluşan, sermaye ihtiyacını düşündüğümüzde, durum daha da vahim olmaktadır. Ama bundan  da vahim olanı, zaman esaslı pozisyon alamamaktır.

 

Piyasada oluşabilecek talep artışlarını önceden öngöremeyip, gerekli sabit donanım yatırımlarını zamanında yapamayan ve oluşan talep artışlarının rakip firmaya kaptırmakla uğranılan başarısızlık ile yüksek ’maliyet enflasyonu’ dönemlerine ve olağan üstü durumlara (deprem, yangın, sel basması ve virüs salgını vb.) hazırlıklı olamamak arasında, bana göre bir fark yoktur. 

 

Amaç; sadece kâr elde etmek olduğunda ise, işletmenin devamlılığının kâr elde etmekten daha önemli olduğu atlanabiliyor. Korona virüs salgınının yaygın olduğu bu günlerde, elde ettiği kârı düşük, fakat dönen ve duran varlıkları yüksek olan firmaların, yükümlülüklerini yerine getirmesi olasılığı  yüksektir. Üçüncü kişiler ve bankalar nezdinde daha olumlu sonuçlar alınma ihtimalleri fazladır.

 

İşletmenin likit değerlerinin de içinde bulunduğu dönen varlıklara, gereğinden fazla yatırım yapmasının bir alternatif maliyeti (fırsat maliyeti) olduğu unutulmamalıdır. Ellerinde fazla likit varlıklar (hızla ve değer kaybına uğramadan paraya çevrilebilen)  tutmakla diğer iktisadi değerlere ait gelirlerden yoksun kaldıklarını ortaya koymaktadır.

 

Korona virüs salgınının sağlık dışında, ekonomik olarak her şeyi etkilediğini göz önüne aldığımızda, fazla likit değer bulundurmanın zaten bir anlamı bulunmamaktadır, çünkü getirisi olan fonlara ve diğer finansal varlıklara yatırım yapılacak bir ortam henüz yoktur. Belirsizlik tüm ekonomik varlıklar için geçerlidir. Gerektiği kadar likit varlık ve dönen varlık yeterli görülmelidir.

 

Böyle durumlarda, işletmenin başa baş noktası tespit edilmeli, daha önceden planlamaya alındığını düşündüğümüz; ‘satış hasılatımız yüzde 50 düşerse’ ne tür politikalar ve stratejiler izlenmeli türünde ki, olağan üstü durumlara hazırlıklı olmak için, önceden belirlenen ilgili tedbirlere göre hareket edilmesi, bu duruma göre pozisyon alınması en doğrusu olacaktır bence.

 

Ne de olsa yöneticilik ‘olana göre, güncel gelişmelere göre hareket etmek değil, olabilecekleri önceden görebilmektir’. Bunun finansal yöntemlerini de, yukarıda dilimiz döndüğünce açıklamaya çalıştığımızı sanıyorum.

 

Faydalı olması dileğiyle

 

Cengiz HERGÜNLÜ

SMMM-Bağımsız DENETÇİ

info@hergunlu.com

www.hergunlu.com