Sosyal ağlar :

PRATİK BİLGİLER

» Amortisman Sınırı
» Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
» Emlak Vergisi Oranları
» Fatura Düzenleme Sınırı
» Değer Artış Kazançları İstisna Tutarları
» Kıdem Tazminatı Tavanı
» Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel
» Yıllık Ücretli İzinler

MUHASEBE STANDARTLARI

Ülke içinde kullanılan muhasebe standartlarını uluslararası standartlarla bütünleştirebilmek için 1995 yılından bu yana 43 uluslararası muhasebe standardı Türkiye’ye ...

T.C. RESMİ GAZETE

   DUYURULAR

Üretim ve yönetim becerileri ile ekonomik kalkınma /Cengiz HERGÜNLÜ

Afrika anakarası ülkelerinden Ekvator Gine’si, sahip olduğu toprak ve nüfus büyüklüğü açısından Afrika’nın en küçük ülkesidir.

 

Fakat 1995 yılı ile 2010 arasında, gayrisafi yurt içi hasılası (GSYİH) yılda yüzde 18,6 arttı ki bu büyüme aynı dönemlerde yılda yüzde 9,1’lik büyüme hızıyla uluslararası büyüme starı olan Çin’in oranından iki kat daha fazladır.

 

Eğer Ekvator Gine’si, Çinden çok daha hızlı büyüyorsa neden sürekli olarak ‘Çin ekonomik mucizesi’ bilindiği halde ‘Ekvator Gine’si ekonomik mucizesini’ bilinmiyor. Nedeni; bu ülkenin olağanüstü gelir artışının beklenmedik bir anda, 1996 yılında çok büyük bir petrol rezervinin bulunması dışında, ülkenin ekonomisine ilişkin değişen bir şeyin olmamasıdır.

 

Petrol olmasa, ülke yine eskiden olduğu gibi Dünya’nın en yoksul ülkelerinden biri haline gelirdi.

 

Burada önemli olan nokta, Ekvator Gine’sinin büyümesinin, üretim becerilerindeki bir artış sayesinde gerçekleşmemiş olmasıdır. Petrol dışında başka bir şey üretemez. Ve hatta kendi petrolünü bile üretme becerisine sahip değildir. Ülke petrolünün tamamını Amerikan şirketleri çıkartmaktadır.

 

Bu haliyle Ekvator Gine’sinin, ekonomik büyümesi veya gelirdeki artışının ekonomik kalkınma olarak adlandırılamayacağıdır.

 

Ekstrem olan bu örneğe bakarak, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, ekonomik kalkınmalarının, üretim becerilerindeki artışa dayalı ekonomik büyüme sürecine bağlı olduğunu söylememiz gerekir.

 

Aksi takdirde, bir ekonominin üretim becerileri az olduğunda ve doğal kaynaklara veya ucuz işgücüyle yapılan ürünlere bel bağladığında, tek sorun gelirin düşük olması değildir. Uzun vade de, ürettiklerinin o andaki kadar değerli olup olmayacağından bile emin olamaz.

 

Daha da önemlisi, üst düzey üretim becerileri olan ülkelerin doğal kaynakların yerine geçebilecek şeyleri bile geliştirebilmesi, bu kaynakların ihracatına bel bağlayan ülkelerin gelirlerinin büyük ölçüde azalmasına yol açmıştır. Örneğin yirminci yüzyılın başında Şili’nin ana ihracat maddesi olan güherçilenin (nitrat) yerine geçecek kimyasal maddeleri imal etmek için Haber-Bosch projesi geliştirildiğinde, ülke yıllar sürecek bir krize girdi.

 

Bu bağlamda baktığımızda, ekonomik kalkınmanın temelini teknolojideki gelişmelerin olduğudur.

 

Sanayi devriminin ilk zamanlarında, yeni teknolojileri çoğu kez vizyon sahibi bireyler geliştirmiştir. James Watt’ın geliştirdiği ‘Watt Buhar makinesi’ gibi.

 

On dokuzuncu yüzyılın sonlarından itibaren, teknolojilerin giderek karmaşıklaşmasıyla birlikte, bireyler tarafından icat edilen teknolojiler giderek azalmış, şirketlerin AR-GE laboratuvarlarında yeni teknolojiler ÜRETMEK için becerilerini geliştirmeye başlamışlardır.

 

Aynı zamanda devletler de özel sektör AR-GE faaliyetlerine mali destek sağlayarak, aktif bir biçimde yeni teknolojiler geliştirilmesine yardım yapmaya başladı.

 

Bizim ülkemizde de birçok bölgede teknoloji geliştirme bölgeleri kurulmuş olup, yapılan yasal düzenlemede; amaç başlıklı madde devamında…’yüksek/ileri teknoloji sağlayacak yabancı sermayenin ülkeye girişini hızlandıracak teknolojik alt yapıyı sağlamaktır’ faaliyeti asıl amaç olarak benimsenmiştir. Yine Serbest Bölgeler Kanunu’nda amaç başlıklı yasa maddesi devamında… Doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji girişini hızlandırmak esas amacı vardır.

 

Kısaca teknoloji bağımlılığımızı, yapılan yasalar ile de teyit etmiş ve yönlendirmiş bulunmaktayız.

 

O zaman ülkemizde yüksek miktarda petrol çıktığını varsaydığımızda, yasa maddesine göre yabancı sermayeye bağlı teknoloji girişiyle mi! petrolü çıkartacağız? Buradaki anlam itibariyle üretim becerilerimizi artırmak tek başına yeterli olmayıp, ekonomik kalkınmanın ve gelişmenin sağlanması aynı zamanda yönetim becerilerindeki artışa da bağlı olduğunu unutmamak gerekir

 

Faydalı olması dileğiyle

 

Cengiz HERGÜNLÜ

SMMM-Bağımsız Denetçi