İşletmelerde genelde mali işler konusunda bilgi vermeye çalıştığımızda, özellikle işletmelerdeki ‘sahip yöneticiler’, muhasebe bilgilerine dayalı raporlarla çok fazla ilgilenmezler. ‘Ben muhasebeden hiç anlamam’ deyip konuyu geçiştirirler.
Oysa muhasebe bilgilerine dayanılarak çıkarılan finansal raporların temeli muhasebe işlemlerine muhtaçtır. Bizim önerimiz; girişimci yöneticilerin, en azından, işletme durumunu izah eden ve hesapların tasnifi olan, mizan veya bilanço okuma tekniklerini yüzeyselde olsa, farkında olmak ve sorgulayabilmek için öğrenmeleridir.
Her meslekten yöneticiler için üniversitelerde bu tür kurslar açılmaktadır.
Mali işler alanında ki her konuyu muhasebe olarak gören sahip yöneticiler, ekonominin bir kolu olan finansal analizlere dahi bu yaklaşımda bulunma davranışları oldukça yüksektir.
Oysa her işletme sahibi veya yöneticisi kendi ekonomisini uygulamak ve anlamak durumundadır.
Ekonomi konusu, genelde ekonomiyle ilgilenmeyen kişiler için zor bir konudur, ama bu zorluğun nedeni ise jargon karmaşasından gelmektedir. Biraz teknik yeterlilik isteyen herhangi bir meslekte meslek içerisindeki iletişimi kolaylaştıran fakat meslekten olmayanlarla iletişimi zorlaştıran bir görünüme sahiptir.
Biraz alaycı bir dille ifade edecek olursak, bütün teknik mesleklerin, mensuplarının hizmetleri için talep ettikleri yüksek ücretleri haklı gösterebilmeleri için, kendilerini olduklarından daha karmaşık gösterme güdüleri vardır. Böyle durumlar ödenecek ücretler ve raporların doğru anlaşılması anlamında bir risk oluşturmaktadır.
‘Görünmeyen Ekonomist’ adında bir kitap yazmış olan Financial Times yazarı Tim Harford’a göre ekonomi bilimi yaşamla ilgilidir demiştir. Harford yazdığı ikinci ekonomi kitabına da ‘Hayatın Mantığı’ adını vermiştir.
Bu bağlamda ekonomi bilimi akılcı tercihleri, yani az bulunur araçları kullanıp azami sayıda amaca ulaşmayı sağlayacak, bilinçli, sistematik hesaplama temeline dayanan tercihleri inceler dediğimizde; girişimciler zaten tercihlerini yapmış ve en zor engeli aşmış oluyorlar.
Takıldıkları konu ise hesaplama konusudur. Ekonomist olmayanların tanımlayacağı şekliyle hesaplamanın konusu iş, para, uluslararası ticaret ve alım, satım gibi ekonomik meselelerden öte bir şey değildir aslında.
Yönettiğimiz işletmeleri; finansal anlamda bilgili, donanımlı uzman yöneticilerin ürettiği finansal raporlara göre planlamak en doğru tercihlerden biridir. Sahip yöneticilerin en çok ilgi gösterdiği faiz oranı riski, piyasa riski, kur riski gibi risklerin yanında işletmelerimizin finansal kayıt ve işlemlerini teslim ettiğimiz yöneticilerin de dahil olduğu bir yönetici riskinin veya bir yönetim riskinin varlığı unutulmamalıdır.
Sonuç olarak işletmelerimizi iyi yönetmek için özellikle ‘sahip yöneticilerin’ finansal anlamda, hiç olmazsa farkındalık eğitimlerini almalarını, en azından teknik jargon terimleri en aza indirmiş ve tam anlamıyla olmasa bile yaklaşık aynı dilin konuşulduğu finansal raporlar üzerinde mutabakata varmış oluruz.
Faydalı olması dileğiyle
Cengiz HERGÜNLÜ
SMMM-Bağımsız DENETÇİ