2008 yılı ilk mali küresel kriz çıkmadan önce, ekonomistlerin çoğunluğu, dünyaya piyasaların nadiren hata yaptıklarını ve modern ekonominin piyasalarda olabilecek birkaç pürüzü giderecek yöntemleri bulduklarını açıklayan görüşler belirtiyorlardı; 1995 Nobel Ekonomi ödülünü kazanmış Robert Lucas, 2003 yılında ‘bunalımın önleme sorununun çözüldüğünü’ ilan etmişti.
Tüm bu yaklaşım ve açıklamalara rağmen çoğu ekonomist 2008 küresel mali krize tamamen hazırlıksız yakalandı. Sadece yakalanmakla kalmadılar. Süregelen krizin sorunlarına ilişkin doğru düzgün çözümler bile bulmakta başarısız oldular.
Sermaye hareketlerinin serbestleşmesi bütün dünyanın tek bir piyasa sistemi haline gelmesi ve piyasa sistemlerinin doğası gereği kriz çıkarmaya eğilimli olması, krizlerin diğer ülkelere de bulaşır hale gelmesine neden oldu.
İlk küresel mali krizden bu yana tam 12 yıl geçti. Bugün, dünya, korona salgın hastalığı nedeniyle küresel bir finansal krizi yine yaşamaktadır. Beklenmeyen ve tahmin edilemeyen bir kriz daha yaşıyoruz. Fakat bu ilkler, bize daha sonraki dönemlerde, tedbirli olma anlamında yol gösterici olacaktır. ‘Bir musibet bin nasihatten iyidir’ anlamında...
Oysa finans ve ekonomi uzmanları, krizlerle ilgili açıklamalarda bulunduklarında, mali krizlerin önceden ufak ufak sinyallerini aslında verdiğini, bunların değerlendirilip hızlı kararlar alınabildiği ve hemen tedbirler uygulanabildiği takdirde, bu krizlerin daha rahat atlatılabileceğini salık vermektedirler. Biliyoruz ki, bu her iki küresel krizde, önceden anlaşılamadı ve sinyallerini vermedi.
Yalnız bundan sonrası için bilinen, küreselleşme ile gelen sermaye hareketlerinin serbestleşmesi neticesinde, herhangi bir ülkede çıkan krizin diğer ülkeleri de etkilediği, doğal afetler içinde sayılan salgın hastalıklarında yaratacağı krizlerin her zaman olmasının mümkün olduğudur.
Küresel ısınmanın olumsuz etkilerine karşı şimdiden tedbirler alınması için, iklim değişikliğinin son haddine kadar gelip, kriz yaratmasını beklemeye gerek olmadığı ortadadır. Dünya sinyallerini yıllardır vermektedir.
Çıkan krizlerin muhakkak başlangıçları ve bitişleri vardır. Özellikle atlatılan ekonomik krizlerin arkasından her zaman yeni mali krizlerin oluşacağını hesaba katmalı ve planlamalarımızı buna göre yapmalıyız. İşletmelerin devamlılığının değerleriyle ilgili olduğunu, değerli işletmelerin her zaman, ne pahasına olursa olsun kârlı işletmeler olmasıyla eşdeğer olmadığını anlamak zorundayız.
Devamlılığı süregelen işletmeler olmak istiyorsak, çevreye duyarlı yeni teknolojileri yanımıza alıp plan ve bütçelerimizi, finansal raporlarımızı doğru ve gerçekçi bir şekilde, ileriye dönük olarak bir yıl veya beş yıl gibi süreleri tam yeterli görmeden, gelecek on yıl veya yirmi yıl gibi süreleri de dikkate alarak planlar yapabilmeliyiz. Ancak bu şekilde olağan üstü kriz ve olumsuzları dikkate alabilme yetisi elde edebiliriz kanaatindeyim.
Faydalı olması dileğiyle
Cengiz HERGÜNLÜ
SMMM-Bağımsız DENETÇİ