Mart ayı ikinci dönem Türkiye ve dünya ekonomisinde görünüm.
Küresel ekonomi toparlanma yönünde sinyaller vermeye devam etti. Büyük ekonomilerden ABD tahminlerin ötesinde olumlu bir performans gösterirken, Euro bölgesi ve Çin’de tahminlere paralel daha durgun bir süreç izlendi. Enflasyonda düşüş birçok ülke ve bölgede devam ederken, geçtiğimiz aylara göre artan enerji maliyeti önümüzdeki aylara ilişkin kaygıları da artırmaya başladı. Özellikle Rusya’da yaşanan terör saldırısının ardından Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın tekrar sıcak bir noktaya dönüşme ihtimalini arttıran gelişmeler de yaşanıyor. Temennimiz böyle bir gelişme olmaması yönünde olmakla birlikte, artan bu riskin Euro bölgesi büyüme performansı ve enerji maliyetleri üzerinde olumsuz etkilerine hazırlıklı olunması gerektiğini de düşünüyoruz.
Küresel enflasyonda düşüş olabilir.
Gelişmiş ülke enflasyon rakamlarının detaylarına baktığımızda, ülkemizde olduğu gibi hizmet sektörü fiyatlarının yukarı yönlü eğiliminin daha baskın olduğunu gözlemliyoruz. Turizm sezonunun gelmekte olması bu eğilimin daha da güçlenme ihtimalini artırıyor. Küresel enflasyon açısından diğer bir risk enerji maliyetlerindeki artıştan gelebilir. Jeo-Politik gelişmelerle tırmanma eğiliminde olan petrol fiyatlarının küresel ekonomide toparlanma ve yaz aylarında artma potansiyeli olan turizm hareketliliği ile daha da yükselmesi gerekiyor.
İçeride parasal aktarım mekanizması güçleniyor.
İçeriye döndüğümüzde, geçtiğimiz ay ekonomimizin gidişatı açısından en önemli politika adımlarından birisi Merkez Bankasından geldi. Döviz kurlarındaki hareketlenmeye de bağlı olarak Merkez Bankamız politika faizini 500 baz arttırarak % 50 seviyesine getirdi. Buna ilaveten gecelik fonlama maliyetinde koridor makasını açarak faizlerin %53 seviyesine kadar ulaşması için de imkan yarattı. Bu gelişmenin kredi ve mevduat faizlerinde üzerinde etkisini de görmeye başladık.
https://dergilik.ismmmo.org.tr/ismmmonomi/37/#page=4
|